Bebekler için ilk dönem tam bir bağımlılık dönemidir, anne ile ilişkide annesinin kendinden ayrı bir birey olduğunu kavramaya başladığında bebek için hayır dönemi de başlamış olacaktır. İlk önce bebeğin güvenliğinden tamamen ebeveyn sorumludur. Bu aşamada bebeğe uyarı gelmez. Evdeki bebeğe zarar verebilecek eşyalar kaldırılır, sürekli bir gözlemle kendine zarar vermesi engellenmeye çalışılır. Bu dönemde bebek hayal kırıklığına uğratılmamaya çalışılır. Acıktığında hemen besin gelir, ıslandığında altı değişir v.b. Bu ilk aşamada hayır yoktur. Ancak hiçbir ebeveyn bu dönemde bile bebeğe hayal kırıklığı yaşatmamayı başaramaz böyle bir yaşam mümkün değildir zaten, ayrıca hafif engellenmeler ve hayal kırıklıkları bebekler için gerçek dünyaya bir hazırlık da olabilir.

Daha sonraki aşama ise ‘hayır’ ın ortaya çıkmaya başladığı aşamadır. Bu aşamada bebek hareketlidir ve dünyayı keşfetme merakı içindedir. Bu dönemde ebeveynler artık bebeğe zarar verebilecek durumları hayırlarla öğretmeye başlarlar. Bu hayır bir mimik de olabilir, ancak amaç bebeğe yavaş yavaş kendini koruma, güvenlik, toplumsal kurallara az da olsa uyum öğretilmeye başlanmasıdır.

Daha sonraki aşama ise bebekle konuşulabilinen ve açıklamaların geldiği aşamadır, hayır denir ve sebebi açıklanır. Hayır ile ilgili temel noktalardan biri ebeveynin neye izin verip neye izin vermeyeceği konusunda kararsızlık içinde olmaması, net, açık ve doğrudan bir tutum ve iletişim içinde olabilmesidir.

Çocuklar her zaman sınırları zorlamak isterler, anneler hayır derken yani sınır koyarken aynı zamanda uygun davranışı bebeğe öğretmeye de çalışırlar.

Çocuğa baştan itibaren saygı duymak, onu tanımaya çalışmak, mizaç özelliklerini keşfetmeye çalışmak ebeveynlere çok şey katar. Bazı çocuklar hiç emzik kullanmazlar, bazıları uykuya dalarken bazıları gece boyu bazıları da gerginlik hissettiğinde emzik kullanabilirler. Genel olarak 3-4 yaşa kadar emzik ve biberon kullanımına pek dokunulmaz. Çocuk anneden ayrılırken bağımsızlaşırken, emzik, biberon, battaniye, bir oyuncak gibi özel bir nesnesi olabilir. Bunlardan ayrılırken çocuğu takip etmek hazır olduğuna dair işaretler almak ve olumlu yönlerini göstermek önemlidir. Çocuğa ‘Artık biberondan içmek yerine bardaktan süt içmeyi başarabilirsin’, denilerek ona ilgisini çekecek bir bardak alınıp ondan içmesi için yardımcı olunabilir. Burada bu kararı tutarlı uygulamak alışkanlığın sönmesinde yardımcı olur, çocuk ağladığında hemen emziği veya biberonu vermek alışkanlığın sönmesini engeller.

Çocuk her ağladığında istediğini yapmayarak bu davranışın işe yaramadığı ona gösterilmelidir.

Çocuğa korkutarak disiplin vermek kısa süreli işe yarar uzun vadede çok zararlıdır, kendini acındırma da ebeveynin güçsüzlüğünü ortaya koyabilir, çocuğa küserek karşılık vermek olgun bir davranış değildir.

Çocuk ağladığında başkalarının yanından ayrılarak ağlamasının geçmesi için dikkati başka noktalara çekilip, sakinleşince konuşmak ve anlatmak önemlidir.

Uyku vaktine doğru bebeğinizi sakinleştirmeniz bebeğinizin uykuya dalmasını kolaylaştırır. Bebeği sallamak bebeğin anne karnındayken sallanmasından dolayı kendini huzurlu hissetmesine sakinleşmesine yarar, ancak çok hızlı sallamak bebeğe zarar verebilir. Hafif bir ritimle bebeği sakinleştirmek daha uygundur, bu alışkanlık yapabilir, ancak her alışkanlık gibi vazgeçirebilirsiniz de. Her bebeğe uyan kesin genel bir kural yoktur, bebeği kolik olan anneler sallamanın işe yaradığını belirtebilirler, burada amaç çocuğu sarsmadan hafifçe ritimle sakinleştirmek olmalıdır. Bebeğinizi erken dönemden itibaren uyku alışkanlıkları yerleştirmenizde fayda vardır. Mesela uyku vaktinden önce çocuğu daha az uyarma,  banyo yaptırma (bazı çocukların daha canlanmasını sağlayabilir), uyku kıyafetlerini giyme, hafif bir şekilde sarma (anne karnında gibi hissederler), ninni söyleme, bebeğin çıkardığı en ufak seste yanına koşmama gibi uyku hazırlıklarını tutarlı yapmak çocukta bir rutin oluşturur.

Bilimsel araştırmalar bebekle birlikte uyumanın ileride uyku problemleri gelişmesiyle bağlantılı olduğunu gösteriyor. Ancak bir durum tek başına doğru ya da yanlış değildir.  Genellikle 1-2 yaş arası yürümenin başlamasıyla birlikte uyumaya gece uyanmaları da eşlik eder. Alışkanlık sağlamlaştığında çocuk kendi yatağında yatmaya direnebilir. Birlikte uyumak kültürel olarak değişik şekilde karşılanır. Japonya da ve ya kabile hainde yaşayan toplumlarda ayrı uyumak nadir görülür. Ancak birlikte uyumak güvenlik açısından risklidir. Duvar, bitişik mobilyalar, yetişkin tarafından ezilme tehlikesi, gevşek örtüler… Çocuğu ile aynı anda yıkanmak ve soyunmak, birlikte uyumak bebeklik döneminde çok pratik gelebilir. Ancak çocuğa 2-3 yaş itibarı ile mahremiyeti öğretmek gerekir. Bunun en güzel yollarından birisi örnek olmaktır. Giyinip soyunurken çocuğun önünde olmamak, evin içinde iç çamaşırı ile dolaşmamak, tuvaleti, banyoyu kullanırken kapıyı kapatmak ebeveynin çocuğa çekici gelme riskini azaltır.

Çocuğa istemediğiniz bazı alışkanlıklara sahipse ve bunun değişmesini istiyorsanız, ebeveyn olarak önce sizin değişime hazır olmanız gerekir.

Özellikle parmak emme, tırnak yeme,  burnunu karıştırma gibi davranışlarda çocuğu sürekli uyarmak sorunun daha da kötüleşmesine yol açar.

Çocuk oynanmasını istenmeyen bir materyalle oynuyorsa yavaşça elinden alarak ilgisini çekecek başka bir oyuncak verilebilir

Çocuğa rahatça oynayabileceği, döküp saçabileceği ortam, bir yer ayrılmalıdır

Çocuğa sürekli yapma, elleme, koşma demekten sakınmak gerekir

Çok sıkı veya çok gevşek bir disiplin anlayışı çocuklara zarar verir.

Olumlu davranışları ödüllendirilmeli, olumsuz davranışların tepki verilmeden sönmesi beklenmelidir.

Çocuk her ağladığında istediğini yapmayarak bu davranışın işe yaramadığı ona gösterilmelidir.