Vajinusmus

Vajinismus, vajinanın dış üçte birlik bölümündeki kasların istemsiz şekilde kasılması sonucu, cinsel birleşmenin mümkün olmadığı bir bozukluktur. Vajinal kaslardaki kasılmanın yanında çoğunlukla cinsel birleşmeden korkma da vardır. Bu durum partneri reddetme veya partneri çekici bulmama ile bağlantılı değildir. Vajinismusta, kaslar birleşmeye müsaade etmez ve kişi bunu bilinçli bir şekilde yapmaz.

Vajinismusta kasların kasılması ve korku ile beraber, bacakları kapama, titreme, terleme, mide bulantısı, ağlama, partneri itme, çığlık atma gibi durumlar görülebilir. Bu durumda zorlama olursa kişide kaygı daha da artabilir. Zorlama ile birleşme bazı vakalarda olabilir ancak bu birleşmeden sonra ağrılı ve acılı birleşmeler devam eder. Aynı zamanda, alkol, kas gevşetici, lokal anesteziklerin kullanımı, genel anestezi, kızlık zarına müdahale gibi uygulamalar vajina kaslarına gevşemeyi öğretmez, psikolojik olarak daha fazla zarar verirler.

Vajinismus, cinselliğin bastırıldığı toplumlarda çok sık görülür, cinselliğin bastırılmadığı toplumlarda ise nadir görülür. Sosyo-kültürel özelliklerin vajinismus gelişiminde oldukça etkili olduğu bilinmektedir. Yanlış cinsel bilgiler, cinsellikle ilgili olumsuz inançlar, kadınlar için cinselliğin acı ve ağrı ile birlikte koşullanması, kadınlar için cinsel aktivitenin haz duygusu ile kurgulanmaması gibi nedenler toplumda vajinismus görülme sıklığını arttıran nedenlerdendir.

Vajinismus tedavi edilebilen bir bozukluktur. Tedavi başarısı ise oldukça yüksektir. Olumsuz denemeler sonucunda kadınlarda yetersizlik hissi ve cinsellikten kaçınma, partnerde ise hayal kırıklığı, reddedilme hissi, ilerleyen dönemde de isteksizlik, sertleşme sorunları görülebilir. Bu sebeple erken tedaviye başvuru olumsuz öğrenmelerin pekişmesini önleyeceği gibi, yeni bilgiler ve öğrenmelerle olumlu duygu düşünce davranışın yerleşmesini sağlayacaktır.

Cinsel terapinin amacı, çiftin kaygı, korku, fobiden arınmış, uyumlu, haz ve doyum odaklı bir cinsel yaşam sürdürmesidir. Bunun için seanslara düzenli katılım ve verilen çalışmaları düzenli uygulama oldukça önemlidir. Çiftler çalışmaya uyum gösterirlerse, problem çözümü de kısa sürede gerçekleşir.