Öncelikle şunu belirtmek gerekir boşanma bir durumdur . Ebeveyn boşanma sürecini zor geçirirse çocukta zor geçirir diyebiliriz. Çocuklar etrafındakilerin duygularını takip ederler ve buna göre tepki verirler. Çocukların ayrılma ve boşanmaya tepkilerinin yoğunluğu, hayatlarındaki karmaşaya bağlıdır. Tercih edilen çocuğun günlük rutininin fazla değişmemesi, aynı okula devam etmesi, aynı semtte oturmasıdır. Çocukların bu durumla baş edebilmek için geliştirdikleri savunma mekanizmalarına (arkadaşlarına vurma, eşyalara zarar verme gibi şiddet içerenler hariç) çok dokunmamak, duygularıyla yüzleşmeleri için zaman tanımak, duygularını paylaşmaya cesaretlendirmek gerekir. Anne-baba bir duygusal zorluk yaşarken çocukların sorunlarını dinlemeye çok istekli olmayabilirler, ancak çocukların bu dönemde anne-baba arasında boşanma olsa bile iletişimin sürmesine ihtiyaçları vardır. Eğer çocukların duyguları ile yüzleşmelerine izin verilmezse çocuklarda, depresyon, ayrılık endişesi, kişilik sorunları ortaya çıkabilir.
Bütün çocuklar ayrılıkla beraber korku yaşarlar, belirsizliğin yarattığı bir korku ve bir ebeveynin gitmesiyle diğerinin de gidebileceği ihtimalini düşünmeye başlayarak korkarlar. Çocuğa düzen ile ilgili önceden bilgi vermek bu noktada önemlidir. Çocuğunuza sıklıkla, onunla beraber olacağınızı belirtmeniz, onu bırakmayacağınızı belirtmeniz ve tekrar belirtmeniz gerekir. Böylece terk edilmekle ilgili endişelerini yatıştırabilirsiniz. Çocuklar ayrılma ile beraber üzüntü de yaşarlar,çünkü çocuklar kendilerini aile sistemi içinde tanımlarlar, dolayısı ile ailenin birlikte olduğu günleri özlemeleri normaldir. Çocukların üzgünlüğünü görmezden gelmemek gerekir. Çocukların bir diğer duygusu da öfkedir. Öfkelerini bağırarak, kavga ederek açığa vurabilirler. Önemli olan çocukların öfkelerini olumlu ve uygun şekilde ifade etmelerine zemin hazırlamaktır. Çocuklar ben merkezci yapıdadırlar, etraflarındaki olaylardan sorumluluk hissederler ve suçluluk duyarlar .Boşanma durumunda çoğu çocuk sebebin kendisinin yaptığı bir davranış olduğunu düşünür. Eğer daha az yaramaz olsaydı belki de anne-babası boşanmayacaktı. Bu nedenle çocuklarla konuşurken çok dikkatli olmak gerekir, kendilerini suçlu hissettirecek yorumlar asla yapılmamalıdır. Boşanmanın anne-babanın kararı olduğu, onların yüzünden boşanılmadığı tekrar tekrar söylenmelidir. Çocuğunuz boşanmadan sonra daha fazla yalnız kalıyor olabilir, dolayısı ile aileyi bir araya getirme hayalleri kurmak için daha çok zamanları olur, onların hoşlarına giden faaliyetlere yönlendirilmeleri işe yarayabilir. Evden ayrılan bireye çocuğun kendisini reddettiği düşüncesinin geçmemesi için daha çok iş düşmektedir. Ebeveynlerin ayrılma kararının çocuklarla olan ilişkilerini etkilemeyeceği belirtilmelidir. Bazen çocuklar boşanmaya daha önceki yaşlara ait davranışlara dönerek tepki verebilirler, mesela parmak emmek veya altını ıslatmak gibi. 1-2 ay bu durum normal sayılabilir ancak daha fazla sürerse uzmana başvurmakta fayda vardır. Çocuklar uyumak istememe gibi davranışlarda geliştirebilirler, bu davranış genellikle birkaç ay içerisinde yok olur. Bazı çocuklarda okula gitmek istemeyebilirler, bu durum çok anlaşılır bir durumdur, çocuk okula giderse ebeveyninden ayrılmış olacaktır. Ancak bu davranışı desteklemeyin ileride ebeveyn-çocuk arasında bağımlılık yaratma ihtimali vardır. Bazı çocuklar yemek düzenini değiştirerek tepki verirler, çocuğunuz çok kilo almakta veya vermekte ise muhakkak bir doktora götürünüz.
Boşanma sürecinde ve sonrasında önemli olan iki nokta vardır; birincisi asla diğer ebeveyni çocuğa kötülememek ve ikincisi çocuğa tekrar bir arada olmaya dair ümitler vermemektir. Bu sebeplerden dolayı, yetişkinlerin kararları net olmadığı sürece boşanma durumunu çocuğa belirtmemeleri daha uygundur.