Sosyal Fobi

Sosyal Fobi

Sosyal fobi, sosyal ortamlarda ,özellikle performans gerektiren durumlarda kişinin aşağılanıp utandırılacağı korkusunu duyması durumudur.Daha hafif durumlar kişinin korku uyandıran ortamdan uzaklaşmasıdır. Daha ağır vakalarda ise sosyal yalnızlık ve izolasyon görülür. Bu durum kişilik özelliği gibi algılanmaktadır ancak yaygın anksiyete bozukluğunun bir formudur. Başkalarının önünde gülünç duruma düşme sosyal fobisi olan kişilerin en temel korkusudur.


Başlama yaşı nedir?

Çocuklukta da sosyal fobi gelişebilir ancak burada tanı koyarken çocuğun yaşına uygun toplumsal ilişkilerinde anksiyetenin varlığı önemlidir.Sosyal fobinin başlama yaşı 10 yaşın altındadır. Ayrıca sadece yetişkinlerle iletişimde değil kendi yaşıtları ile ilişkide de ortaya çıkmalıdır. Çocuklarda anksiyete ağlama,huysuzluk gösterme,donakalma ya da tanıdık olmayan toplumsal durumlardan uzak durma olarak dışa vurulabilir. Önemli bir diğer kriterde kaçınma davranışının olmasıdır.
Bu sorunun çocukta başlamasının altında yatan sebepler neler olabilir?

Kendler’e göre 1/3 genetik faktörler,2/3 çevresel faktörler etkilidir. Bebekte yabancılara karşı korku 4-9 aylar civarında başlar 2 yaşa doğru son bulur. Bu beklenen bir süreçtir. Eğer utangaçlık ve çekingenlik durumu  çocuğun günlük yaşantısını etkiliyor, yapması gereken davranışları yapmasını engelliyor, arkadaşları ile iletişimden uzaklaştırıyor, kaçınma davranışı gelişimini sekteye uğratacak düzeye geliyorsa sosyal fobiden bahsetmek uygun olmaktadır. Çocukların rol modeli öncelikle anne ve babasıdır. Anne ve baba da utangaçlık durumu varsa çocuk da ilişki kurma şeklini aile vasıtasıyla edindiğinden utangaç şekilde davranma  ihtimali artar. Yani aile sisteminden bunu öğrenmiş olur. Özellikle 0-1 yaş döneminde ebeveyni ile sağlıklı bağlılık paterni oluşmamış çocuklarda utangaçlık daha sık görülebilir. 1-3 yaş arası özerklik dönemidir, bu dönemde çocuğa iktidar hazzı verilmezse çocuk bağımlı bir yapı geliştirebilir ve pasif, fazla  uyumlu ve özerk olmayan bir yapı oluşabilir. Özellikle 3-6 yaş arası merak ve girişimcilik dönemidir. Bu dönemde çocuk eleştirilir ve bastırılırsa utanç duygusu gelişir. Özellikle ilk yıllarda sosyal ortama fazla alıştırılmayan çocuklarda diğer insanlarla iletişime geçişte problemler yaşanabilir. 6-12 yaş sosyalleşme dönemidir. Okul çağı ile rollere uyum da söz konusu olur. Özellikle çocuğun ebeveyn,arkadaşlar,öğretmen tarafından olumsuz şekilde  eleştirilmesi, kendi özelliklerinden fazla beklenti sahibi olunması başarı ve başarısızlığın fazla ön plana çıkarılması çocukta performans göstereceği zaman beğenilmeme endişesi yaratabilir. En önemli nokta ebeveynin ,çocuğa hiçbir dönemde  soğuk ve reddedici davranmamasıdır. Bu tip davranışlar sosyal korkulara ve kaçınmaya sebep olabilir.

Genetik etkisi var mı?

Yapılan aile ve ikiz çalışmalarında  tek yumurta ikizlerinde çift yumurta ikizlerine göre daha anlamlı olarak sosyal fobi saptanmıştır.

Fizyolojik sebepleri nelerdir?

Bu hastalarda korkulan duruma verdikleri abartılı otonomik yanıt dışında santral ya da periferik farklılık yoktur. Sosyal fobinin fizikobiyolojik farkları henüz bilinmemektedir.

Belirtileri nelerdir?

Korku uyandıran uyaranlarla karşılaşan çocuklar yaşadıkları sıkıntıyı tam olarak adlandıramayabilirler. Bu nedenle çeşitli dışavurumlarla sıkıntı yaşadıklarını bizlere hissettirirler. Anksiyete, ağlama, huzursuzluk gösterme, donakalma, anneye, babaya ya da güven duydukları herhangi birine sıkıca sarılma çocukların gösterdiği davranışlardan bazılarıdır. Herhangi bir hastalıktan, medikal ilacın yan etkilerinden şüphelenmediğiniz ve şikayetlerin 6 aydan fazla sürdüğü durumlarda çocuğunuzun sosyal fobi yaşıyor olabileceğini göz önünde bulundurmak gerekir. Fizyolojik belirtiler ise; kalp atım hızının artması, solunumun hızlanması,ellerde titreme,terleme,kızarma, mide bulantısı, uykuya dalış süresinin uzaması olabilir.

Tedavisi nasıldır, ilaç gerektirir mi?

Sosyal fobinin etkili farmakolojik ve psikolojik tedavisi vardır.  Tedavi şekli kararlaştırılırken hastanın kişisel özellikleri dikkate alınır. Hasta korktuğu sosyal aktiviteleri yapması için cesaretlendirilir ,maruz bırakma terapisi uygulanabilir. Çocuklarda oyun ile beraber konu üzerinde hakimiyet kazandırılmaya çalışılır. Anne ve babaya davranış özellikleri tavsiyeleri verilir.

Sosyal fobi ile doğan sorunlar nelerdir?

Sosyal fobi yaşayan hastaların bununla birlikte başka bir takım rahatsızlıklar göstermeleri mümkündür. Herhangi bir nesne ya da obje fobisi, panik atak, obsesif kompulsif bozukluk, agorafobi,major depresyon, aşırı alkol ya da madde kullanımı ve bağımlılık bunlardan bazılarıdır. Sosyal fobisi olan kişilerde kekemelik görülebilir, ayrıca kekemelikle beraber sosyal fobi pekişir ve kısır döngü oluşma ihtimali vardır.

Ebeveynler de çocuklarında sosyal fobi oluşmasına neden olur mu? Onlara ne gibi önerilerde bulunulabilir?

Sosyal fobi 10 yaşın altında başlar. Sosyal fobinin temeli çocukluk yıllarına dayanır diyebiliriz.Özellikle 1-3 yaş arası çocuğun özerklik dönemidir. Bu dönemde çocuklar bağımsızlık ihtiyacı duyarlar, kendi kendilerine bir şeyleri başarabilme ve bunu ebeveynlerine de gösterme davranışları sergilerler. Bu dönemde cezalandırılan, onaylanmayan, aşırı derecede korunan ve baskı ile yetişen çocuklarda özerklik duygusu yerine utanç duygusu gelişir. Bu duygu tekrarlarla yerleştikçe bir kişilik özelliği halini alabilir. Utanç duygusu ile hareket eden çocuk hakkını arayamaz, bunu yapamadığı noktada da suçluluk duygusu gelişir. 1-3 yaş arası çocuklara cezalandırıcı veya aşırı koruyucu şekilde davranmamak önemlidir. Özellikle çocuğun potansiyeline ve isteklerine göre hareket etmek, güvenliğini tehlikeye atmayacak şekilde nesnelerle oynamasına müsaade etmek, kendini ve özerkliğini oluşturabilmesi adına çocuğa gerekli saygıyı göstermek önemlidir.

 Çekingenlik veya utangaçlığı sosyal fobi olarak adlandırabilir miyiz, arasındaki fark nedir?

Utangaçlık ve çekingenliğin bir kısmı öğrenilen özelliktedir bir kısmı da genetik özelliktedir. Yani, çocuğun  aile çevresi ve kültürel normlar diğer çevrelere göre kişinin daha utangaç görülmesine yol açabilir. Ya da çekingen olma toplumda onaylanan beğenilen bir davranış tarzı olabilir. Kültür bu davranışı etkiler niteliktedir. Aynı zamanda anne ve babanın da utangaç olması çocuğu bu davranış tarzına yöneltebilir.  Utangaç ve çekingen çocuklar  sosyal paylaşım göstermeleri gereken durumda rahat olamazlar, ancak sosyal fobik olan çocuklar bu durumlardan kaçınmayı, böyle bir durumla karşılaşmayı engellemeyi tercih ederler. Sosyal fobik olan çocuklar sosyal hayatlarında yaşadıkları bu engellemelerden dolayı günlük hayatta oldukça sıkıntı yaşayabilirler. Utangaç ve çekingen çocukların günlük hayatları ve işlevsellikleri sosyal fobik çocuklar gibi anlamlı şekilde etkilenmez. Ayrıca utangaç ve çekingen olan çocuklar daha çok yetişkinlerle ilişkilerinde bu özelliklerini daha çok belli ederler. Sosyal fobik çocuk ise kendi akranlarıyla olan ilişkilerinde de kaçıngan davranırlar.

Sosyal fobi okul dönemindeki çocuğu ve okul başarısını nasıl etkiler?

Utangaçlık duygusu çocuğun hareketlerini kısıtlar.Cezalandırılma korkusu yaşayan çocuk öğrenmeye araştırmaya,keşfetmeye yönelmez. Sunulanları kabul eder, yeni deneyimler ve başlangıçlar konusunda tedirgin olur. Bu şekilde yaşayan çocuk girişimci ve bağımsız hareket edemez. Çocuk sürekli denetlendiğini, kontrol edildiğini düşündüğünden ve ya cezalandıralacağını,aşağılanacağını düşündüğünden haraketsiz bir yapıya bürünebilir  ve başkalarının ne düşüneceğine odaklandığından yaptığı faaliyete gerektiği gibi odaklanamaz. Sosyal fobisi olan çocuk bildiği halde öğretmeninin sorduğu soruya cevap veremez, sınıfta yüksek sesle bir şey okumadan kaçınır, bir tartışmada kendi fikrini belirtemez, yetişkinlerle konuşurken oldukça zorlanır, tahtaya yazı yazma ve ya problem çözme gibi faaliyetlerde zorlanır, sınavlarda çalıştığı ve konuya hakim olduğu halde heyecanlanır ve performansından düşük not alabilir, diğer çocuklarla oyun oynama ve beraber faaliyette bulunmada zorlanır, tuvaletleri kullanmada sıkıntı çekebilir, başkalarının önünde yemek yemekten çekinebilir, fotoğraf çektirme konusunda isteksiz olabilir, telefonda bile zorlandığı için  konuşmayı istemeyebilir. Özellikle konuyu anlamadığında öğretmenine sormaktan veya arkadaşından yardım istemekten çekinir, Konuşurken  fazla göz kontağı kurmayabilirler. Sanatsal ve ya sportif bir faaliyete katılmayı red edebilirler. Bütün bu kaçınma davranışları var olan  potansiyellerinden düşük değerlendirilmelerine sebep olabilir. 

Özgül Fobi

Özgül fobi, kişinin belirli objeler veya durumlar karşısında bunların zararsız olduğunu bilmesine rağmen korku duymasıdır. Kişi fobiye yol açan uyaran ile her karşılaşmasında düzenli olarak yoğun bir korku hisseder. Özgül fobilerin içinde başlıca hayvanlar,yükseklik,fırtına karanlık,kapalı mekanlar,uçak ,diş hekimi, veya kan görme yer alabilir. Fobiye yol açan uyaran ortada yoksa genellikle korku ortaya çıkmaz . Bu yüzden dir ki fobiye yol açan uyarandan kaçınma davranışı görülür.

Neden

Belirli bir takım çocukluk çağı fobileri normal gelişimin bir parçası olarak görülür. Kognitif gelişim ilerledikçe çocuk önce anneden ayrı kaldığında ve ya yabancılarla karşılaştığında sonraları ise sosyal durumlardan korkmaktadır.Tüm bunlar koruyucu tepkiler olarak değerlendirilmelidir.

Freud fobilerin uyaranlardan değil,bastırma yolu ile bilinç dışına itilmiş ve yer değiştirme yoluyla fobik objelere yüklenmiş gizli anksiyete kayanaklarına bağlı olduğunu belirtir. Çocuklar model alma yolu ile başkasının korktuğu objelerden korkabilirler.

Görülme sıklığı

Kızların erkeklere oranla daha fazla korkulara sahip oldukları saptanmıştır. Fobilerin yaygınlığı %3-%7  arasında değişir. Yetişkinlerde en az 6 ay süreli basit fobilerin yaygınlığı %4-%7 arasındadır.

Tedavi

En önemli yöntem motivasyondur.Motive olmuş bireyi, güvenli bir çevrede korkuya yol açan uyarana veya duruma gittikçe artan bir dozda maruz kalma konusunda cesaretlendirmek bile tedavi için yeterli olabilmektedir.

Panik bozukluğu

Bu bozukluğun temel özelliği nefes alma güçlüğü,çarpıntı ,baş dönmesi gibi bedensel belirtiler ile karakterize ani korku dönemleri şeklinde ortaya çıkan yineleyici ve beklenmeyen panik ataklarıdır. Panik ataklarında sempatik ve parasempatik uyarılmaya ait bedensel belirtiler birkaç dakika içinde hızla ortaya çıkarak kişiye genellikle ölüm korkusu yaşatmaktadır.

Neden

Biyolojik faktörler kısa bir süredir ilgi çekse de çevresel faktörlerin önemli olduğu görülmüştür. Çogul model kişilik gelişiminde genetik olarak geçen bağımlılık,utangaçlık ve risk almaktan kaçınan bir yapının varlığını kabul eder. Anne baba arasındaki ilişkiler, ebeveyn davranışları,emosyonel bağımlılık panik bozukluğun çıkmasında etken olabilir. Aynı zamanda taklit etme de etkili olabilir.

Görülme sıklığı

Panik bozukluk 15-24 yaşları arasında daha sık görülür. İkiz çalışmalar genetik faktörlerin panik bozuklukta önemli rol oynadığını göstermiştir.Yaşam boyu panik atak görülme olasılığı %2 olarak saptanmıştır. Ebeveyn ölümüyle hem panik atak hem de agorafobi arasında bağlantı olduğu bulunmuştur.

Tedavi

Farmakolojik tedavi ve terapi ile panik atak ortadan kaldırılabilir.

Agorafobi

Yalnız başına kalmaktan,yalnız sokağa çıkmaktan,kalabalık yerlere girmekten korkmaya verilen isimdir.Panik bozukluğuna bağlı olmayan agorafobi nadirdir. Çoğu agorafobinin temelinde panik nöbetleri geçirme korkusu yatar.

Neden

Fobilerin temelindeki nedenler geçerlidir.

Görülme sıklığı

Agorafobi kadınlarda daha sıktır. Genellikle panik bozuklukla beraber görülür.

Tedavi

Farmakolojik tedavi ve terapi etkilidir.